Hatice teyze uzun zamandır hastadır. Doktor, ilaç çare etmemiştir. En
son birde hocaya baktırıp Muska yazdırmak isterler. Akrabalardan iki
delikanlıyı, komşu bir Çerkes köyünde ki hocaya muska yazdırmaya
gönderirler.
Şaban ve Muzaffer isimli bu iki kafadar ikindiye doğru yola çıkarlar.
Akşama da gidecekleri köye varırlar. Köye girdiklerinde kulaklarına
mızıka ve tahta sesi gelir. Doğru o tarafa yönelirler ve kendilerini
düğünün içinde bulurlar. Oyunmuş kâşenmiş derken kendilerini düğüne
kaptırır hocayı unuturlar.
Sabaha kadar devam eden düğün dağılınca hemen hocanın evine koşarlar ama hoca bir iş için sabah postası ile şehre gitmiştir.
Bizim kafadarlar çaresiz köyün yolunu tutarlar. İçlerinde de korku
vardır. Tam mısğayıj psine ye geldiklerinde akıllarına bir şey gelir.
Çeşmenin başına otururlar ve güzel bir muska hazırlarlar. İçine de o
gece düğünde yaptıkları dejuvleri yazarlar.
Köye geldiklerinde de emaneti teyzeye verir kullanımını da bir güzel
anlatırlar. Teyzemiz reçeteyi kullanmaya, dejuyleri suya atıp içmeye
başlayınca hemen iyi olur ve ayağa kalkar. Hiç olmadığı kadar
sağlıklıdır artık.
Günler geçmeye başlar, herkes hocanın ne kadar güçlü olduğunu kulaktan kulağa anlatmaya başlamıştır.
Ta ki teyzemizin beyi Cemil çavuş merakından muskayı açıp içinde kileri göresiye kadar.
İş meydana çıkınca teyzemiz hemen geri hastalanır yatar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder