26 Nisan 2013 Cuma

3 Vakit Namaz

Kaberdeyle Çeçen aralarında konuşuyorlarmış. Kaberdey
– biz artık günde sabah, öğlen ve akşam olmak üzere “3 vakit” namaz kılıyoruz. Siz de namaz kılın artık demiş. Çeçen karşı çıkmış.
– olmaz öyle şey günde “3 vakit” çok değil mi, hergün yerine getiremeyiz demiş. Fakat huzursuz da oldular. çeçenler aralarında konuşmuşlar bir grup gitsin bunun aslını öğrensinler biz de onlara uyalım demişler. Grup gitti, aradan uzun zaman geçti fakat, gruptan dönen olmuyor. Neyse bir gün köyün uzağın da bir kalabalık göründü, tamam demişler bizim gidenler geliyor. Uzaklardan bağırmışlar
– üç vakit indimi…indimi… diye,
ordan da biri bağırmış
-nah indi 2 de bindi. :)

Abhaz Ahirette

Abhaz beyi ölmüş, öbür dünyaya gitmiş. Görevli melekler Abhaz’yı,sırasını beklemek üzere, hesap kitaba çekileceği yere bırakmışlar.Aradan yarım saat geçmiş, bir grup zebani ellerinde koca gürzler, Abhaz beyine pata küte vurup gitmişler. Bir yarım saat sonra yine bir grup zebani, yine pata küte girişmişler. Bu ani saldırılar karşısında Abhaz afallamış.Nasıl afallamasın ki? Dünyada izzet ikram gören, saygı gören bir insan olarak bunları düşünürken, üçüncü bir zebani grubu daha gelmiş, tam vuracaklarken Abhaz: – Bir dakika durunuz lütfen! demiş. Eğer siz böyle yaparsanız bilmiş olun ki bir daha buraya hiçbir Abhaz gelmez.. :)

Abaza Beyi

”Çok sert karakterli bir abaza beyi varmış köyün birinde. Müslümanlığın yeni yeni yayılmaya başladığı zamanlardır kafkasyada ve abaza beyi islamı seçer. Samimi bir müslüman olup muntazam olarak camiye gider namaz kılmak için. Ama hep imamın sağına durur,kimse de oraya durmaya cesaret edemez. O kadar ki bey camiye gelmese bile imamın sağına kimse duramaz, boş bırakılır derken yabancı birinin yolu düşer o köye ve namaz vakti bizim abaza beyi biraz gecikmeli geldiğinde imamın sağına yabancını geçtiğini görüp imamın soluna durur. Bu durumu anlayan imam ne yapacağını şaşırır. En sonunda selam verirken içinden şöyle geçirerek önce sola sonra sağa selam verir.
”ALLAH BELKİ AFFEDER AMA ABAZA BEYİ AFFETMEZ”

Abhaz Çocuk

Bir abazanın 50 yaşın üzerinde evlenmemiş bekar oğlu varmış, komşuları bir gün ziyarete gitmişler. Hep birlikte otururlarken biri adamın annesine oğluna yakışacak iyi bir kız olduğunu ve artık bu oğlanı evlendirseniz demiş. Bunun üzerine kadın ; (tabi abaza şivesiyle) Yahuu allahınız aşkına çocuğun aklına daha öyle şeyler sokmayın demiş :) )

Abzeh İdam Sehpasında

Abzehin birini idam edeceklermiş…
Abzeh’ı idam yerine getirmişler, ipi boynuna takmışlar, ayağındaki idam sehpasını çekmişler ve ip Abzehın boynunu sıkmaya başlayınca…
Abzeh: ”Bu ne biçim idam boğuluyorum yaww” demiş.

Adetin Zamanı Değil

Yaşlı çerkesin birinin bir çiftliği varmış.bu çiftliğinde bir tavuğu yumurtlamaz olmuş. çerkes günlerce beklemiş,bakmış olacak gibi değil tavuğa demiş ki:” ulan” demiş.”bu gün de yumurtlamazsan seni keserim welehi”.tavuğu çaktırmadan arkasından takip etmiş, tavuk kümese girince tavuğu göremez olmuş.yavaşça kafasını uzatıp bakmış.tavuk orda oturuyormuş. yaşlı çerkesi görünce ürküp geri kalkmış tavuk.çerkes: ” otur otur şimdi adetin zamanı değil”demiş.

At Lazım

Plevne savaşında bir bölük komutanından Gazi Osman Paşa’ya Çerkes askerlerin düşman askerlerinin atlarını alıp askerleri serbest bıraktığı şikayeti gelir.Bunun üzerine Gazi Osman Paşa Çerkes komutan ile görüşüp ona niçin böyle yaptıklarını sorar.Çerkes komutanda ona komutanaım biz askerleri nasıl olsa kolaylıkla yeniyoruz.Biz atlarını alıp geri salıyoruz ki ata binip tekrar gelsinler ki biz yine atları alalım.Komutanım bize at lazım at diyor ve Gazi Osman Paşa bu zekiliklerinden dolayı Çerkes askerlerin hepsini komutan yapar.

Ateşin Varmı Sigos

Ruslar uzaya adam gönderecekler fakat kendilerini riske atmak istemiyorlar. Zorla bir abaza bir kabardey bir de hatıkoy bindirirler uzay aracına. Abazaya son isteğini sorarlar; yakıt tankının yanına bir de içki tankı ister Hatıkoy’a sorarlar; Güzel bir çerkes kızı ister Kabardeye sorarlar: Yetecek kadar sigara ister 15 yıl sonra gemi iner. İlk önce abaza çıkar ayakta zor durmaktadır hala sarhoştur. Arkasından hatıkoy arkasında bir kadın ve 3 çocuk. En son kabardey iner,üzgündür.etraftakilere sorar; -Ateşi olan var mı sigoş :)

Benim Aklımdan Geçense

Adigeye giden Türkiye diasporasından bir Adige, Adigeydeki arkadaşının kızını çok beğenir ve kendi yeğenine gelin olarak almak ister. Bu durumu belirtmek içinde arkadaşı ile yolda giderken şöyle bir soru sorar, “Senle ben ne kadar akrabayız ?”. Arkadaşı durumu hemen anlayarak şöyle cevap verir “Şayet benim aklımdan geçense düşüncen kardeşiz”.

Berber

Berber dükkanına çerkesin biri girmiş.. Çerkesi gören berber
başlamış; geçen gün bir Çerkes müşterim geldi şöyle babayiğit
cengaver… Demez mi beni susuz traş et diye vallahi adamı susuz
sakal traş ettim gıkı çıkmadı.. Bunu duyan bizim ki dururmu oturur
oturmaz bende Çerkesim berber efendi beni de susuz traş et.. Hay hay
traş başlamış yüz kan revan içinde bizim ki baktı olmuyor traşın
daha yarısı demez mi benim anne tarafım çerkes değil diğer tarafı
sabunla traş et :)

Bir Abhaz Varmış

Bir Abaza ile bir Çeçen aynı siperde savaşıyorlarmış. Çeçen mermiler kısıtlı sayıda oldugu için düşmanı görerek ateş ediyormuş. Abaza ise kafasını sipere gömerek bakmadan sağa sola ateş edip duruyormuş.Çeçen Abazaya dönüp yahu sigoş zaten mermimiz az bari düşmanı görerek ateş ette mermiler boşa gitmesin demiş. Abaza da korktuğunu belli etmemek için şeytan görsün yüzlerini demiş.. :)

Çeçen rus Harbi

Rus birliği dağda bir magarayı kuşatmış. Mağaradan bir ses gelmiş: Bir Çeçen 10 rusun hakkında gelir diye.
Komutan 10 asker yollamış çatışma sesleri duyulmuş ve Bir Çeçen 30 rusun hakkında gelir diye bir ses daha..
Komutan sinirlenmiş 30 asker daha yollamış. Yine çatışma sesleri. Sonra Bir Çeçen 50 rusun hakkından gelir diye bir ses daha
gelmiş.. Komutan iyi sinirlenmiş 50 asker daha yollamış.. Çatışma seslerinden sonra komutan bir bakmış askerin biri kan revan
içinde sürünerek geliyor. Ölmek üzre iken komutana: Sakın gitmeiyin bu bir pusu mağarada bir değil iki Çeçen var demiş..

Çerkes Duası

Çerkes bir kayanin etrafinda sakin sakin donuyormus tatar atiyla yanasmis “çerkes ne yapiyorsun” “çerkes dua ediyorum” demis tatar “bende edebilirmiyim” demis çerkes “tabiki edebilirsin” tatar atini kenara birakir baslar çerkesin arkasindan donmeye ve çerkes firlar ata atlar “tatar benim duam kabul oldu allah yardimcin olsun” der ve atla uzaklasir.

Değirmen

Kabardeyin biri komşu Abaza köyüne gidiyormuş. Sırtında bir torba buğday ile gelen Abazayla karşılaşmış.
- Nereye gidiyorsun Abaza, diye sormuş, o da sizin köye değirmene gidiyorum, demiş,
– Ben sana o değirmen de buğday öğüttürmem demiş, Kabardey.
– Abazada vallaha öğüttürürsün, demiş.
Kabardey elindeki sopa ile toprak yolun ortasına bir daire çizmiş,
– Hadi burası değirmen, yiğitsen öğüttür, demiş.
Bizim Abazada, torbadaki buğdayı, toprağın içine boşaltmış.
– Hadi yiğitsen öğüttürme,
– Hadi sana kolay gelsin, burada buğdayını öğütebilirsin, deyip yoluna devam etmiş.

Demir Testeresi

Adam harıl harıl kepengin asma kilidini, demir testeresi ile kesmekte, gecenin derin bir vaktinde.
O ara oradan geçmekte olan bir Adige durumu görür ve sokulur, hırsıza sorar;
– Ne yapıyorsun öyle?
– Keman çalıyorum görmüyor musun?
– Ne biçim keman bu? Sesi çıkmıyor?
– Bu kemanın sesi sabah çıkacak, hem de ne çıkacak…

Elektrikli Sandalye

Bir Çeçen bir Abhaz bir Kabardey casusluk yaparken yakalanmislar. Cezayi infaz etmek için götürülmüsler.Önce Çeçen’i almislar:-Giyotin ile mi idam edilmek istersin , elektrikli sandalye ile mi?Çeçen giyotin demis.Yatirmislar giyotine , basmislar dügmeye giyotin takilmis , çalismamis.-Giyotin arizali , sanslisin kurtuldun demisler ve serbest birakmislar. Sira Abhaza gelmis sormuslar:-Giyotin mi elektrikli sandalye mi?Abhaz da giyotin demis.Yine dügmeye basmislar , yine takilmis onu da birakmislar: sıra Kabardeye gelmis , sormuslar:Kabardey , eliyle göstererek cevap vermis:-Elektrikli sandalye isterim , giyotin arizali da…

24 Nisan 2013 Çarşamba

Gelişine Sattım

Hatukoy’lar Kabardey köyünden at çalarlar ve satmak için pazara götürürler.
içlerinden birine atın başında durmasını ve alıcı olursa satmasını söylemişler ve ayrılmışlar.
Atı bekleyen Hatukoyun yanına gelen bir Kabardey atı inceledikten sonra denemek için sürmek istediğini belirtmiş ve Hatukoy da tabii ki demiş.
Kabardey ata binmiş ve uzaklaşmış. Saatler geçmiş ama Kabardey dönmemiş.
Hatukoyun arkadaşları akşam üzeri gelip atın nerde olduğunu sorduklarında,
Hatukoy sattığını söylemiş. Arkadaşları iyi olmuş sattığın paramızda kalmamıştı demişler ve kaç paraya sattığını sormuşlar.
Hatukoy;
Welehi gelişine sattım demiş.. :)

Günahkar Thamate

Uzunyayla’da vakti zamanın gençleri, şimdiki thamadelerimizden bir grup, düğünden çıktıkları bir ara içmeye başlarlar, aralarından birisi içmemektedir.
Arkadaşları, kendilerine katılması için onu ikna etmeye çalışırlar.
- Ya Allah aşkına bize katıl.
– Yok ben bıraktım.
– Ya peygamber aşkına.
– Yok bıraktım.
– Yaaa! Tok Hajumar (Hacı Ömer) aşkına.
– Tööööbeee! Bizi günahkar edeceksiniz. Ver şu şişeyi,
der ve şişeyi dikip içer.
NOT: Tok Hajumar Uzunyaylanın gelmiş geçmiş en kıymetli thamadelerinden birisidir.

Helal Mal

Ölüm döşeğinde olan bir Abaze ihtiyarı artık son nefesini vermekteyken çocukları odaya girerler. Baba bize helal malını söyle, onu senden sonra satalım ve borçlarını ödüyelim derler. Yaşlı Abaze zar zor kafasını yastıktan kaldırır; Damdaki Kara öküzü satın, onu çalıp eve getirdiğim gecesi tarlada kaybolmuştu. Hava kara, tarla kara, öküz kara, ara Allah ara … En helal malım odur!

Helikopter

Efendim, yıllar önce havada arıza yapan bir helikopter mecburen köyün birisine inmiş. Tesadüf bu ya bu köyde bizim Kabardey köylerinden birisi. Tabi, pat pat diye gürültü çıkartan demir yığınını uzaktan gören Kabardeyler köye inen demir parçasını çooookk uzaktan hem izliyorlar hem de anlamaya çalışıyorlarmış. Ama nafile!
En sonunda köyün ileri gelenleri toplanmışlar ve uzun uzun görüşmelerden (Wunafe) sonra;
– ” Wellehi, bunu bilse bilse köyümüzün thamadesi bilir. Ona soralım” demişler.
Heyet; rica,minnet thamadeyi “olay yerine” getirmişler. Sabırsızlıkla bekliyorlar, thamadenin söyleyeceği şeyleri. Fakat thamade de aslında bir şey anlamamış. Bu arada tabi, Kabardeyler çoook uzaktan, başlarında thamade olduğu halde, dönüp duruyorlar helikopterin çevresini. Gözler ve kulaklar thamadede… Yağmur gibi sorular geliyor.
Köyün ileri gelenleri ha bire soruyorlar nedir bu diye! Bizimkinin işi zor tabi. Ama ne yapsın! Çözüm bulacak kurtuluşu yok. Öte yandan anlamadım dese itibarı, prestiji sarsılacak; biliyorum daha önce gördüm dese ismi ne diyecekler! Aşağı tükürse sakal yukarı tükürse bıyık!
En sonunda şöööyle boynunu bükerek, parmaklarını da yanağına dayamış ve uzun uzun bir süre düşündükten sonra;
-” Wellehiiii, bu melanet (hart-kurt, demir yığını) olsa olsaa… bin yıllık baxedir (sinek)” demiş.

23 Nisan 2013 Salı

Kabardey Genci Askerde

Kabardey genci askere gider. Günün birinde bölük komutanı bölüğü toplayıp “kim hiç durmadan elliye kadar sayarsa ona bir hafta memleket izni var der” herkez sırayla başlar. Fakat hiç kimse otuzdan yukarı çıkamaz. Sıra bizim kabardey gencine gelince saymaya başlar ve otuzu geçer. Otuzbeş, kırk dedikçe bölük komutanı aferin az kaldı der. Kabardey genci saymaya devam eder. Kırkbeş, kırkaltı, kırkyedi… Bölük komutanı heyecanla aferin az kaldıı der. Kabardey genci devam eder saymaya. Kırssekiz, kırkdokkuz, ottuzzzzz. Der..

Kabardey Halk Otobüsünde

Kabardey otobüse biner gideceği yere gelince kapıya yönelir ve şoför bey inecek var der.Şoför kapıyı açar açmasına ama bizim gabardey basamakların üzerine oturur. şoför indi sanıp kapıyı kapatır bizim ki şoför bey inecek var der kapı açılınca tekrar basamakların üzerine oturur. Bu olay birdaha tekrarlanır. Şoför dayanamayıp sorar; beyfendi neden inmiyorsunuz? Bizim ki cevap verir; şoför bey herseferinde otur diyorsunuz. Bizim ki kapı açılırken çıkan hava sesini otur anlayıp oturuyormuş. DIISSS…

Kafkasya’dan Geçirmiyorlar

“Osmanlı döneminde kürtler toplanıp padişahın huzuruna çıkarlar. -Padişahım bize müsaade ver Ruslara sefer yapalım Moskova’yı alalım der. Padişahta iyi alın gelin der. Aradan 3 ay geçer kürtler geri gelip padişahın huzuruna çıkarlar: -Efendim bize 2 tane koruma verin Kafkasya’dan geçirmiyorlar.”

Kazma

Abaza’nın biri tarlada oturmuş kazma ile yeri kazıyormuş. Oradan geçenler seslenmişler, – Abaza oturarak kazma kazılır mı hiç? Abaza cevap vermiş – Vallaha yatarak kazmayı denedim ama olmadı.

22 Nisan 2013 Pazartesi

Kılıflarıda İsteselerdi Kan Çıkartacaktık

Ayuzbalardan biri arkadaşlarına heyacanlı heyacanlı anlatıyormuş; Yahu biz 40 kişilik azınlık bir grup 10 kişilik bir çoğunluk grupla karşı karşıya kaldık. Eeeee: Önce bizi durdurdular, durduk bişe demedik. Sonra bize ulan alçaklar hepiniz atlardan inin, atları alacaz dediler biz yine istifimizi bozmadan atları verdik. Peki Sonra daha sonra silahlarınızı da bırakın yere silahları da alacaz dediler biz yine bişe demeden silahları da verdik. Yapma yahu başka ne oldu başka bişe olmadı çok şükür. Eee hepsini alıp gittilermi? Yok yahu , Atları istediler verdik, silahları da aldılar biz yine ses çıkarmadık ama kılıfları da isteselerdi artık wallahi kan çıkartacaktık.. :)

Misafir

Bir gün birisi bir Abhaz evine misafir olmuş. Bir-iki-üç gün derken baya kalmış. Nihayet sonunda gitmeye karar vermiş. Atını getirmişler hazırlıyorlar tam o sırada ev sahibi gelmiş.Bakmış misafir gidecek gibi nezaketen “kal” demiş.Misafir, “aman yok olmaz, yok artık gitmem lazım” gibi şeyler söyleyince, ev sahibi misafirin iyice gitmeye niyetli olduğunu anlamış.Ev sahibi olayı biraz daha abartıp, “yok gitme, olur mu kal” diye ısrar etmiş.Misafir ”peki o zaman” demiş. Dönüp ev sahibine “atın ipini nereye bağlayayım demiş.”Ev sahibi umutsuzca “dilime bağla” demiş.

Neden Açmıyorsunuz

Sapsığ, Kabardey köyünde bir düğüne gitmiş bir haylide alkollü, bir direğin başına durmuş “açsanıza kapıyı” diyerek bağırıp tekmeliyormuş . Herkes pür dikkat Sapsığ izleyip bakıyorlarmış ne yapıyor bu adam diye… Sapsığ kimseyi görmüyor sürekli direğe vuruyormuş “açın kapıyı dediiiiiim” diye… Bunu gören Kabardeylerden biri Sapsığın yanına varmış gülerek ” Woo Sapsığa, o senin uğraştığın kapı değil direk” demiş.. Sapsığ arkasını dönüp de Kabardeye bakınca; Kabardey aldığı kokunun etkisiyle başlamış direğe bağırmaya. “Neden açmıyorsunuz adam bir saattir bekliyor burada ” :) :)

Nerden Bildin

Kabardey Hemşerilerimizden biri Adiğeye Akordion almaya gitmiş..Girmiş bir dükkana.. ve satıcıya akordion fiyatını sormuş..satıcı “biz kabardeylere akordion satmıyoruz” demiş.. Bizim kabardey şaşırmış ve oteline gidip üstünü başını değiştirerek yine gelmiş.. adam yine “biz kabardeylere akordion satmıyoruz” demiş.. Bizimki iyicene huylanmış ve takma sakalbıyık takarak bütün görünüşünü değiştirmiş. Dükkana gelip akordionu yine sormuş..Adam Yine “biz kabardeylere akordion satmıyoruz” demiş.. Bizim ki olaya hiç bi anlam verememiş ve “iyide kabardey olduğumu nerden biliyosun!??” demiş. Satıcı cevap vermiş:”Bir saattir kalorifer peteğini akordion diye soruyosunuz da ondan”

19 Nisan 2013 Cuma

Otomobil Satışı

Abzeh’in biri otomobil almış. Bir süre sonra istediğim gibi kullanamıyorum diye satmış. Aracı alan kişi kullanmaya başlamış gayet iyi, araç geri-geri de gidiyor, Abzeh pişman olmuş aracı sattığına. -Wolehi ben bu arabanın böyle geri-geri gittiğini bilseydim satmazdım demiş.

Pis Gago

İki samimi Gago arkadaş konuşuyorlarmış. - Yahu bu Adigeler neden bizi beğenmezler, nedir ki bizden üstün tarafları? – Bilmiyorum, demiş öteki. Ama bunu öğrenmenin bir yolu var. Onların köyünde bir kaya var üstüne çıkan Adige oluyor diyorlar. Bir çıkıp deneyelim istersen. Kayanın yanına varmışlar, birde bakmışlar ki kaya bir kişinin tek başına çıkacağı gibi değil. – Yardım et demiş arkadaşına. Yukarı çıkınca da sevinçten bağırmaya başlamış: – Heyyyy Adige oldum diye. Arkadaşı aşağıdan seslenmiş: – Heyy uzat elini – Hadii oradan pis Gago, demiş bizimki.

Pşimaf Amca

İzmit’e bağlı bir Çerkes köyünden olan Pşimaf amca yetiştirdiği mısırları satmak için şehire içmiş. Akşama kadar dolaştığı zahirecilerden kimse mısırlarını almamış. Pşimaf amca son son bir zahireciye daha uğrayım satamaz isem köyüme dönerim demiş kendi kendine.Girmiş bir zahireciye zahireci mısırlarına bakıp bir avuç kadar mısırı avucuna almış Pşimaf amcaya dönerek mısırlara ıslak anlamında yaş yaş demiş. Pşimaf amca Türkçeyi yeteri kadar bilmediğinden zahirecinin dediği yaş yaşı Çerkesce de sat sat anlamına geldiğinden dolayı sat sat olarak anlamış.Pşimaf amca bunu üzerine zahireciye dönüp kızmış -Yaş yaş ama yaşefırep (sat sat ama almıyorlar).

Rahatsız Olmayın

Ömründe hiç camiye giderek, cemaatle birlikte namaz kılmayan bir Çerkes büyüğü ‘Cemaatle acaba nasıl kılınıyor’ diyerek caminin yolunu tutmuş. Çerkes büyüğü tam camiden içeri girerken, cemaatte namazı kılmak için ayağa kalkınca Çerkes büyüğü patlatmış bombayı; - Allah aşkına rahatsız olmayın.

Terziye Borç

Abazanın biri terziye gitmiş yahu kuzum hafta sonu düğün var bana kıyak bir takım elbise dik parasını hafta sonu veririm demiş. terzide dikmiş elbiseyi. hafta sonu gelmiş terzi abazanın kapısına dikilmiş. parayı ver demiş. abazada vallaha kuzum demiş tarlayı su bastı ekinler mahvoldu bi dahaki ay gel demiş buğday parasında veririm. bir ay iki ay bir sene olmuş terzi abazadan parasını alamamış. elbisenin parasını senden öbür dünyada alırım demiş terzi. abazada yahu kuzum o kadar uzun vade yapacağını bilseydim iki takım elbise diktirirdim demiş…

Tren Yolcuları

Üç Hatukoy arkadaş istasyonda tren bekliyormuş ama öyle sohbete dalmışlar ki, gelen trenleri hep kaçırıyorlarmış, bir türlü binemiyorlarmış. Son kaçırdıkları trenden sonra aralarında anlaşmışlar bu sefer mutlaka bineceğiz, demişler. Bir müddet sonra bir tren daha gelmiş, ikisi bir solukta fırlayıp trene binmişler, üçüncüsü ise katıla katıla gülmeye başlamış. İstasyon görevlisi bu duruma şaşırmış tabi. Yahu, demiş. Sabahtan beri tren bekliyordunuz, şimdi tren geldi arkadaşların bindi ama sen gülüp duruyorsun. Hatukuay; amca, demiş “onlar beni yolcu etmeye gelmişlerdi.”

Wunafe

Kabardey köyünün birinde güzel bir kiz yasiyormus. Bu kizin sehirden bir kaseni varmis. Bir gün kaseni kizi evine kadar getirmis. Bunu gören köyün delikanlilari cok kizmislar ve köyün cikisinda cocugun yolunu kesmisler. Seni dovecez arkadas demisler. Delikanli ben yalinizim ama siz bes kisisiniz, bu adaletsizlik olmuyor mu demis. Kabardeyler bir an duraklamislar ve haklisin demisler. Bize bir dakika müsade et deyip ve on metre ötede wunafe yapmislar. Sonra cocugun yanina gelmisler ve tamam demisler Hasanla Murat senin tarafindan olacak…

Yahudi ve Abhaz

2. Dünya savaşı sırasında bir Yahudi ile aynı yolda yürüyen Abhaz’ı Naziler yakalayıp kamyonete atmışlar. Yahudi başlamış kendini yerlere atıp bırakın beni ne olur diyerek bağrınmaya. Abhaz bu ne yapıyor, bir bildiği vardır herhalde diyerek aynı şeyleri yapmaya başlamış atmış kendisini yere bırakın beni diyerek başlamış bağırmaya. Kampa varan kamyonetten inen Yahudi Nazilere başlamış yakınmaya ne olur beni bırakın, bizim Abhaz yine vardır bunun bir bildiği diyerek başlamış bırakın beni diyerek yakınmaya. Naziler iki esiri hiç dinlemeden atmışlar nezarete fakat yahudi hala dövünüyor bırakın beni diyerek bağrınıyor artık Abhaz dayanamamış sormuş; Yau seysa neden böyle yapıyorsun , bize ne yapacaklar. Yahudi ne yapacaklar öldürecekler diyerek cevap vermiş. Abhaz bir hışımla aya kalkmış Allah belanı versin bende çalıştırmaya götürecekler zannetmiştim demiş.

17 Nisan 2013 Çarşamba

İmam Nikahı

Pınarbaşı ilçesinde yaşayan Çerkeslerin imam nikahı yaptırınca imama bol bahşiş verme gibi bir adetleri varmış. Bir gün imamın biri nikah kıymış, bahşişini beklemiş ama vere vere imama bir havlu vermişler. İmam, boynunu bükmüş, ne desin garibim. Lakin aradan bir hafta geçmeden nikahını kıydığı gençler ayrılınca, köylüler imama takılmışlar: -Nasıl imamlık böyle, kıydığın nikah bir hafta sürmedi. İmam da şöyle cevaplamış: -Verdikleri bir havlu, bir havluya bu nikah gene uzun sürdü.

At Çalarken Şehit Olmuş :)

Bir mecliste herkes soyundan sopundan bahsederken Avşar Ahmet dayanamamış; -Bana bakın emmiler! Benim dedem Çanakkale de öldü, onun gardaşı Arıburnunda ölmüş. Dedemin babası Cihan Harbinde Hicaz da ölmüş. Bunlar uzaktakiler. Yakından haber ver derseniz, abiyim de Kurt Kulağında Çerkes'den at çalarken şehit olmuş..

Uzunyayla Y. Kızılçevik Köyünde Geçen Komik Olay

Uzunyayla – y.kızılçevlik köyünde geçen bir olay. Bu köy kayseri-malatya yolu kenarındadır.köyde yaşayan ve uykusu ağır bir gence arkadaşları oyun oynamak isterler.harman zamanı bu genç karyolasını dama çıkartmış ve yatmış.arkadaşları uykusu ağır olan bu kişiyi uyandırmadan karyolasıyla beraber ana yola taşımışlar ve orda öylece bırakmışlar.bir müddet sonra yoldan bir tır gelmiş yoldakini görünce kornasına basmış.genç önce aldırmamış tır kornasını uzun uzun çalınca yatağından dogrulmuş ve haykırmış:gel allahın cezası ,dama çık dama!

Kabardey İmam

Abzeh köyünde görev yapan Kabardey imam Günleri şaşırmış perşembe günü sala okuyormuş. Abzehler sormuş hoca kim öldü neden sala okuyor sun ? İMAM: gayet kendinden emin kimse ölmedi Cuma için demiş. Yahu hoca Cuma yarın niye bugünden okuyor sun demişler?. İMAM: hiç bozuntuya vermeden şöyle cevap vermiş. (Mı jılem nobe sa xocewe pşedey qızıxoesme sı guf’enus) Bu millete bugün den okuyup yarına toplanırlarsa sevineceğim

Kabardeyin Biri

Kabardeyin biri karayolları müdürlüğünde işe alınmıştır, görevi ise yollardaki çizgileri çekmektir. Bu kabardeye bir kutu boya ve fırça verilir. Kabardey çizgileri çekmeye başlar. Birgün amiri gelir ve çizelmeye bakar 1. gün 500 metre, 2. gün 300 metre, 3. gün 150 metre, 4. gün 100 metre.. Amir: Hergün gittikçe tembelleşiyorsun galiba ? Kabardey cevap verir: Aksine amirim daha çok çalışıyorum çünkü gün geçtikçe boya kutusundan daha fazla uzaklaşıyorum..

Hatukoy ve Abzeh

Bir trafik kazası ihbarı alan polisler olay yerine gelirler. Olay yerinde ağızları burunları dağılmış, kafaları kan içinde biri Abzeh, biri Hatukoy iki kazazedeyi yerde yatarken görürler. Ancak arabalarda bir çizik dahi yoktur. Polis kazazedelerden birinin yanına yaklaşıp olayın nasıl olduğunu sorar. Abzeh: – Hava sisli idi. Önümü göremiyordum. Camdan başımı çıkarmış yol çizgilerine bakarak gidiyordum. Meğer bu da öyle geliyormuş

Kabardey Fıkrası

İki kabardey bir gün ava gitmişler. İri bir geyik avlayıp geri dönerlerken çok ağır olan geyiği birer boynuzundan beraberce tutarak köylerine doğru yola koyulmuşlar. Köye beşyüz metre kala köyün yaşlılarından biri ile karşılaşmışlar. Adam geyiği görüp kabardeyleri tebrik ettikten sonra geyiği böyle taşımaları halinde etinin sertleşeceğini söyleyerek kuyruğundan çekerek taşımalarını önermiş. kabardeyler de kuyruğundan çekerek taşımaya başlamışlar. Bir süre sonra çok yorulmuşlar ve biri arkadaşına dönüp : – “sigoş biz yine eskisi gibi taşısak iyi olur. Baksana köyden epeyce uzaklaştık…”

Abazalar ve Kabardeyler Futbol Maçında

Abazalar’la Kabardey’ler bir futbol maçında karşılaşmışlar. Maçın 15. dakikasında stadın yanından geçen trenin sesini duyan Abazalar maçın bittiğini zannederek sahadan ayrılmışlar geri kalan 75 dakika boyunca Kabardey‘ler gol atamayınca maç 0-0 sona ermiş )) Dostluk kazanmış

13 Nisan 2013 Cumartesi

Fren Değil Nüfren

Nüfrenli (Düzce’ye bagli bir Abaza köyü) Abaza at pazarinda çok begendigi ati çalmaya karar vermis.Ata yaklasip sahte merakla izlemeye baslamis. Satici Abazanin bu tavrina anlam verememis ve sormus:
-Ne o hemsehrim , ne bakarsin öyle saskin saskin?
-Hiç böyle yaratik görmedim de. Biniliyor mu bu kocaman hayvana?
-Elbette biniliyor.
Abaza saticinin zokayi yuttugunu anlayinca oyunu sürdürmüs:
-Bin de göreyim Allah askina , demis
Satici bir sicrayista ata binmis. Abazanin gözünün önünde söyle bir turlamis.
Abaza:
-Peki nasil durur bu hayvan? diye sormus:
Satici yulari isaret etmis:
-Bu hayvanin frenidir , çekersin durur.
Abaza:
-Peki bende binebilir miyim?
Satici atini bu aptal adama satabilecegi umudundaymis:
-Tabii dene istersen demis.
Abaza saticinin da yardimi ile ata binmis , biner binmez topuklamis. At yerinden ok gibi firlayinca satici panik icinde yulari isaret ederek:
-Frene bas , frene diye bagirmis.
Abaza eliyle köyünü göstererek:
-Frene degil , Nüfren’e Nüfren’e…

Ben Almasını Bilirim

Bir Kabardey ,Allah’a dua ediyormis;
Kaberdey: – Allah ‘im bana cok para ver herkesden zengin olayim diye dua etmis allah dualarini kabul etmis Kabardey cok zengin olmus.
Bunu gören Abzeh da dua ya başlamis: – Allah’im bana cok para verki Kaberdeyden cok zengin olayim demis ve Allah da onun dualarini kabul etmis Abzeh zengin olmus.
Bunlari gören Abhazda baslamis dua ya: – Allah’im bana o kadar cok para verki Kabardeyden de Abzehdende zengin olayim demis..
Allah malinin yarisini Abzehe yarisinida Kabardeye verdigi için sana verecek biseyim kalmadi demis
Abhazda: – O zaman sen bana bi kılıç bi kalkan ver ben onlardan almasini bilirim demiş.

Uzunyaylada Yaşanmış Olay..:)

Uzunyayla’nın bir köyünde öğretmen çocuklara çerkesce konuşmayı ve karda kaymayı yasaklamış.(demokrasinin olmadığı yıllarda:))derken teneffüste çocuğun biri koşarak öğretmenin yanına gelmiş,
-Öğretmenim Ahmet mılda zıgışaht yapıyor(buzda kaymaya çalışıyor)demiş. Öğretmen kızmış,
-Ben sana çerkesce konuşmayın demedim mi! çocuk cevaplamış.
-gıjdısaft yaptı örtmenim. (ağzımdan kaçtı öğretmenim)

Türkçe Bilmeyen Çerkes

Eve Türk bir misafir gelmiş
Tabi adet, hemen yemek hazırlanmıl sofra konmuş
Evin hanımı bakmış misafir yemek yemiyor
“ye misafir utanmadan ye kaşıkla kaşıkla tabağındakileri ye” diyecekmiş
Ama türkçe zayıf ya “ye utanmaz misafir ye kaşığıda ye tabağıda ye” demiş..
Geçtiği yer: Konya / Ilgın / sebiler köyü

Cuma Hutbesinde Pşine (Akardeon)

Abazalar müslümanlığı seçmesinden sonra bir Abaza köyünde gençler düğün yapmak isterler ama müzik aleti bulamazlar. Pışıne(akerdeon) almak için köy imamından yardım isterler. İmam gençleri kırmaz, cuma hutbesinden sonra “Ey cemaat Allah rızası için Köye bir pışıne alın” der..

Bir Numara Adigeler

Askerde çavuş 20 kişilik bir guruba talim yaptırmaktadır. Her askere 1’den 20’ye kadar numara verir.
Sonra,kontrol etmek ister. Bir numara, bir adım öne çık komutunda 6 asker öne çıkar. Çavuş sabırla tekrar yaptırır her seferinde ayni şey olur.
Çavuş kan ter içinde kalmış bunalmıştır.
O sırada durumu fark eden bir yüzbaşı duruma müdahale eder.
Oda aynı komutu verir.
-1 numara bir adım öne.
Gene ayni altı asker öne çıkar.
Yüzbaşı yaklaşır, siz Adige misiniz diye sorar. Altı asker bir den:
Evet komutanım derler

Traktör Alan Kabardey

Kaberdeyin biri birgün bi tane traktör almış. Vitesi daha yeni yeni öğreniyomuş. Birinci vites yavaş, 2. vites biraz daha hızlı, 3. vites orta hızlı diye birgün traktörle köye giderken orta hızda gidim diye düşünmüş. Tam vitesi 3 e atacakken yanlışlıkla vitesi boşa almış. Traktör aldı başını gidiyor. Ne yapsa durmuyor. Köye gidince arkadaşı sormuş
-Traktörle aran nasıl
-Sorma sigoş bugun 3 le 4 arasında bi vites buldum motor deli gibi çalışıyor.. :)

Sebepsiz Dayak ( Abaza ve Muhacir )

Günlerden bir gün Abazanın birisi mUhaciri çevirir öte dünyada siz nereye biz nereye gideceğiz diye sorar, mahacir gülerek siz kabadayı ve kötüsünüz elbette cehenneme gideceksiniz der. Abaza bunun üzerine kızar ve mahaciri bir güzel döver. Ve tekrar sorar biz nereye siz nereye gideceğiz diye. dayak yemekten korkan mahacir siz cennete biz cehenneme gideceğiz der. Abaza mahaciri yine döver ve gülerek oraya da biz gideceğiz der ve mUhacire sorar tekrar. tamam abi orasıda sizin olsun bizde cennetle cehennem arasında yeşil bir arazi var. Orada çadır kurarız der ama yine dayaktan kurtulamaz Abaza ;
-Biz orada atlarımızı otlatacağız. 

11 Nisan 2013 Perşembe

Abazanın Kefeni

“Abazanın biri öleceğine yakın çocuklarını yanına çağırır. Derki: Oğullarım ben öldüğüm zaman benim kefenim yırtık, küflü, eski olsun; mezar tahtalarım çürük ve eski olsun. Size vasiyetim budur. Aradan birkaç gün geçmez abaza ölür. Çocuklar vasiyetlerini yerine getirir. Abaza gömüldükten sonra sorgu melekleri yanına gelir; Abaza derki geçiniz geçiniz ben eskiyim yeniler diğer tarafta..

Eski Bir Çerkes Fıkrası

Günlerden bir gün Tilki ile Kirpi bir ormandan yardımlaşarak bal çalmışlar. Ama bal her ikisinede yetecek kadar çok değilmiş. Balı paylaşma konusunda da aralarında ihtilaf çıkmış. En sonunda tilkiden bir öneri gelmiş: -Hangimiz daha yaşlıysa bu bal onun olsun, demiş. Kirpi “Ben senden yaşlıyım” demiş, Tilki “ben daha yaşlıyım” diye cevap vermiş. Kirpi en sonıunda: – Arkadaş bak ben ne kadar yaşlıyım; Dünya yüzeyi henüz bir pelte, bir yoğurt gibi iken doğu tarafında bir savaş olmuş. İşte ben o savaşın olduğu yıl doğmuşum demiş. Bunu duyan Tilki başlamış ağlamaya. Kirpi de yenilginin acısıyla ağladığını sandığı tilkiyi teselli etmek maksadıyla biraz da alaylı; – Yahu arkadaş, ne var bunda bu kadar üzülecek? Bir dahaki sefere çaldığımız balıda sen yersin, demiş. Tilki ağlayarak cevap vermiş: – Ben bal için ağlamıyorum ki. O sözünü ettiğin savaşta benim oğullarımdan biri ölmüştü. O’nu hatırladım da onun için ağlıyorum… Not: fıkra (Abzeh)Besni Mehmet’den derlenmiştir.

Abhaz Nine – Çerkes Fıkrası

Abhaz nine namazdan sonra tesbih çekiyor: – Torunda büyüdü maşallah maşallah maşallah… – At da çalar yakında inşallah inşallah inşallah… – Ya yakalanırsa? Mazallah mazallah mazallah…

Şöhretli At

Şapsığ’ın çok ünlü bir atı varmış. Zaten çok hızlı koşan at “yınıj” diye bağırıldığında sanki kuş olup uçar ona hiçbir at yetişemezmiş. Abhaz bir punduna getirip bu atı çalmış ve kaçmaya başlamış. Şapsığ bakmış paha biçilemez atı gidiyor, bir başka ata atlayıp Abhaz’ın peşine düşmüş. Arayı kapatıp ona iyice yaklaşmış. Çevreye toplananlar olayı izliyormuş. Şapsığ elini atıp tam yakalayacakmışki aniden vazgeçmiş. Adamı yakalamasına yakalayacak ama ya atın şöhreti?… ani bir kararla “Yınıj” diye haykırmış. Bu sözü duyan at sanki kuş olup uçmuş ve bir kaç saniye sonra ufukta kaybolmuş.

Bizim Atalarımız Varya

Bir Çerkes ile bir Kürt yeni tanışıyorlarmış. Çerkes, kasıla kasıla başlamış anlatmaya; — Benim dedem, falan bölgenin en önemli beyidir. Babam, tüm ülkede tanınan büyük bir iş adamı, annem üniversitede öğretim üyesi, amcam milletvekili, diğer amcam anayasa mahkemesi üyesi, ağabeyim falan ülkede konsolos, ablam önemli bir yazar, halam ünlü bir televizyoncu, dayım meşhur tiyatrocu… Çerkes, uzun uzun saymış tüm akrabalarını. Daha sonra küçümser tavırlarla diğer kişiye sormuş. — Sen kimlerdensin? Bu duruma oldukça içerlediği belli olan Kürt, başlamış saymaya; — Vallaha Arkadaş, benim dedem vatan hainidir. Babam bu memleketin en meşhur dolandırıcılarındandır, amcam hayali ahracatçı, dayım tacir, bir ağabeyim silah kaçakçısı, diğer ağabeyim hatırı sayılır bir mafya babası. Kürt devam edecekmiş ki, Çerkes sözünü kesmiş ve duyduklarından dehşete kapılmış bir şekilde sormuş karşısındakine; — Yaw sigoş bu ne biçim aile böyle? Kürt bıyık altından gülümseyerek, cevabı yapıştırmış; — Ne yapalım kardeşim, memlekette ne kadar iyi şey varsa, hepsi senin ailen olmuş, bize de kala kala bunlar kaldı.

Çerkes Baba ve Oğul

Bir çerkes oğluna devamlı dayak atıyomuş. Oğlu da artık bunalmış birgün caminin içine kaçmış. Peşinden babası girmiş caminin avlusuna; - Lanet olası evlat , çabuk çık dışarı , bunca yıldır girmediğim biryere beni sokupta günahkar etme :)

Türkler Çalışacak Abazalar Yiyecek

Bu fıkra padişah yanlısı Nisan 1920 Düzce ayaklanması üzerine Türkler arasında anlatılmış olan fıkralardan oluşmuştur Perşembe günü Düzce’nin pazar günüdür. O gün köylüler Pazar yerine mallarını getirir satarlardı. Düzce ayaklanması nedeniyle halk tedirginlik içindeydi. Neyin ne olacağı bilinemiyordu. Kaygıları gidermek amacıyla ayaklanma liderlerinden Abaza Koç Bey (*) ya da K’uaç’ Bey (К1уак1), at sırtında ve refakatçileri eşliğinde pazaryerine geldi ve halka şöyle seslendi: – Ey ahali, ey millet, toplan, dedi. Meraklanmayın, millet de aynı millet, devlet de aynı devlet, değişen hiçbir şey yok. Sadece Türkler çalışacak, Abazalar yiyecek… HAPİ Cevdet Yıldız

Vallahi Seyyide Rahat Durmuyor

Sürgün yıllarında Bandırmanın Sığırcı diye bir Kaberdey köyünden iki genç dini konularda ehil oldukları için, ilçenin Müftüsü tarafından cıvardaki köylere vaazlar versinler,Çerkesler dini konularda geri kalmasınlar diye görevlendirilmiş. Bunların birinin adı Ahmet'miş diğerinin de Seyyide.Seyyide Çerkes Kızlarına dini konuları anlatmak için görevlendirilmiş. Bunlar gittikleri köylerde günlerce haftalarca kalır Şeriatı anlatırlarmış. _yav bu Seğeslerde bir araya geliyorsunuz,şakalaşıyorsunuz gülüşüyorsunuz,haremlik selamlık uygulamıyorsunuz, bu dinimize göre yasak,oyunlarda zıplıyorsunuz,kızlı erkekli oluyor,parmak uçlarıyla tutuşuyorsunuz, bunlar olmamalı diye vaaz... ederlermiş. Dini konuları anlatırlarmış yani.Bir kaç ay sonra izinli olarak köylerine gider, bir kaç gün kalırlar,gelenekler neyse bu arada onlarada uygulanır,ağırlanırlarmış. Gel zaman git zaman tabi vefat etmişler, sorgu sual vesselam. Ahmet'i Zabaniler soğuk sudan haşlak suya sokarlarmış,oradan alırlar ceza olarak ayak bileklerinden bağlı olarak baş aşağı hararetli tandır kuyularına sokarlarmış. _Sen vaazları veriyordun,köyüne gittiğin zamanda aynı şekilde geleneklerine kendini kaptırıp nefsine uyuyordun.....diyorlarmış.Ve en son olarakta, şimdi son cezan deyip bir pisliğin içine atmışlar Ahmeti.Ahmet bir batıyor görünmezcesine,bir çıkıyormuş.Batarkende kahkaha ile batıyor,çıkarkende kahkaha ile çıkıyormuş.Gülmekten duramıyormuş.Zabanilerden biri. _Ne arsızsın sen be,cezan az geldi herhal herşeyi tekrarlayalımmı istersen demiş.....Ahmet. _Yok Wallaha,ben gülmeyecemde, Seyyide aşşağıda rahat durmuyor, ayak tabanlarımı gıdıklıyor.....demiş.

10 Nisan 2013 Çarşamba

Şapsığ İmam ile Abzeh Müezzin

Bir zamanlar Düzce’nin şaguç (Aydınpınar) Köyünde Şimdiki Şapsığ Lehçesi değil, daha çok Abzeh Lehçesi konuşuluyordu. Köy camisi için bir Şapsığ İmam tutulmuştu. Camide farz namazı için kamet getirilmesi gerekiyordu. Köyden bir Abzeh, müezzinlik için ayağa fırlayıp, Allah-ü Ekber Allah-ü Ekber diye okunması gereken kameti ”Allah-ü Eçber, Allah-ü Eçber” diye okumaya başladı. Abzeh dilinde, Arapça ve Şapsığcada olduğu gibi “ke” (k) sesi yoktur. Bu nedenle Müezzin bu sesi söyleyemiyor, telaffuz edemiyor. “Ke” sesi yerine “çe” diyordu. Bunu duyan Şapsığ İmam fena bozuldu: — Yeter. Soysuz. Utanmaz seni . Sen Tanrı’yı Abzeh mi sandın? dedi. — Sen de O Tanrı’nın Abzehce bilmediğini mi sandın? diyerek, Müezzin sert bir karşılık verdi.

Çerkes Mezarlığı

Hristiyan Rusun biri ölmeden önce vasiyet etmiş, demiş ki “beni Çerkes mezarlığına gömün.” İnsanlar anlam veremeseler de olur demişler. Ve öldüğünde Çerkes mezarlığına gömmüşler. Aradan bir iki ay geçmiş, Rus her gün tanıdıklarının rüyalarına girip girip “beni buradan alın” diye yalvarıyormuş. Bir arkadaşı merak etmiş nedenini ve rüyasında sormuş “e sen Çerkes mezarlığına gömülmek istedin biz de gömdük şimdi neden çıkartın diyorsun” diye. Rus cevap vermiş: “bu mezarlıkta yatan Çerkesler her akşam toplanıp içiyorlar. Ve -içimizde giyinik olan bir tek sen varsın- diye her gece içki almaya beni gönderiyorlar. Bıktım artık.” Not- Hristiyanlar giyinik, müslümanlar çıplak gömülür.

At Hırsızı Kabardey

Malum Çerkesler evlenme çağına gelince at çalmaları gerekir.. Kabardey bir yaşlı, hanımına artık bizim oğlan da at çalsa der.. Kadın oğluna iletir bunu.. Oğluda bir karslının atını çalar.. Buna kızan karslı soluğu Kabardeylerin evinde alır, atını geri ister.. Kabardey buna çok sinirlenir ve karslıya amman amman, verin şu görgüsüzün atını. Zaten kabahat sizde değil sizin gibi görgüsüzün atını çalanda der… :)

Kabardey Köyüne Giden Öğretmen

Kabardey köylerinin birine yeni atanan Hoca derste sorar : – Arkadaşlar balıklar neden konuşmazlar. Kabardey bir çocuk kalkar ve soruya cevap verir : – Hocam sizin başınızı suya koysam konuşabilir misiniz?

Beşik

Kabardey’in hanımı hamiledir ve doğumu yakındır.Tabi ki bizim Kabardey erkek çocuk beklemektedir.Eşiyle birlikte Çekerek’ te k’uşe (Beşik) almak için çarşıya giderler.Yalnız bizimkiler Türkçe’yi tam konuşamamaktadırlar.Bir dükkana girerler.Satıcı gelenleri ‘Buyur’ eder.Ne istediklerini sorar. Kabardey Türkçe olarak beşik kelimesini hatırlayamaz ve bunun üzerine ne almak istediğini anlatmaya koyulur. “Kenarları şak şak, Ortası yumuşak, İçinde,bizim HajBekir yatacak”

Kabardey ve Abaza

Bir Kabardey ve bir Abaza paraşüt eğitimi alıyorlarmış. Bir gün komutanları yeryüzüne iki yüz metre kala paraşütlerinin açılmasını emretmiş.Vakit geldiğinde her ikisi de atlamış. Kabardey asılmış ipine fakat paraşütü açılmamış.. Hızla yere düşerken yanından süzülerek inen Abazaya seslenmiş. Yowwey! açılmıyorrrr!.. Abaza pişkin pişkin cevap vermiş. Açacaksın da ne yapacaksın zaten geldik.

Çerkes Misafiri Gitmek İstemezse :)

Kafkasya’da misafir olarak gidenler bir türlü geri dönmek nedir bilmezlermiş. Ev sahipleri ellerinden gelen izzet ikramı gösterirmiş. Tabi bu durumda hangi misafir olsa gitmek istemez. Derken, bir gün; bir ay için gelen misafir 3 ay olmuş, 5 ay olmuş gitmek nedir bilmiyormuş. Ev Halkı toplanmış “biz bu duruma bir çare bulalım, bu böyle olmayacak” demişler. Misafire de ayıp etmeden nasıl gönderilir, düşünmüşler. Ev sahibi çareyi sonunda bulmuş. Gece herkes yattıktan sonra, misafirin kaldığı odanın penceresinin altına gidip, 2-3 el silah sıkmış. Korku dolu gözlerle misafir dışarıya çıkmış. Bakmış ki, ev sahibi elinde silah bekliyor. — Hayırdır, ne oldu? Neler oluyor,diye sormuş. Ev sahibi kendinden emin bir şekilde: — Yok yok korkma, ben seni korurum, git sen yat, demiş. Misafir daha da telaşlanmış ve olayı öğrenmek için ısrar etmiş. —Kao, söyle ne oldu? Ev sahibi: —Yav geçen sene ben komşumun misafirini öldürmüştüm. O da bu sene benim misafirimi öldürmek istiyor. Sen merak etme. Ben sabahlara kadar bekler, seni öldürtmem. Bunu duyan misafir, yavaşça odasına dönmüş. sabah bakmışlar ki, misafirden eser yok. Veda bile etmeden kaçıp gitmiş.

Yan Gelip Yatan Abhaz

Yan gelip yatan Abhaza kalk çalış çabala bi şeyler yap demişler. Bizimki iyide nolcak öyle yapsam. – İşte çok paran olur. -Ee -Evin olur,araban olur -Ee -Evlenirsin -Ee -Yuvan olur. Çocukların olur. -Ee -Rahat edersin işte. Yan gelip yatarsın… Gülmüş bizim Abhaz ve yaw ne gereği var, ben zaten yan gelip yatıyorum ki.demiş

9 Nisan 2013 Salı

Oruçlu İken Kaç Haluj Yersin :)

Bi Kaberdey Abazaya sormuş
– Oruçlu oruçlu kaç haluj yiyebilirsin?
Abaza – 100 tane demiş.
Kaberdey - Hadi ordan yesen yesen 1tane yersin geriye kalan 99 haluju oruçsuz yersin demiş. Bu espri abazanı çok hoşuna gitmiş.
Yolda bir Hatukoy görmüş ve hemen sormuş
-Oruçlu oruçlu kaç haluj yiyebilirsin?
– 50 demiş.
-valla 100 deseydin sana müthiş bir espiri yapacaktım demiş.

Al Elimi Hatukoy

Köyün birinde çok çalışkanlığıyla, hemde cimriliğiyle ünlü bir Hatukoy varmış.
Bu tarafından dolayı ünlenmiş.
Bir gün arazide bir kaç kişi olarak komşu misafirlerle öylesine dolaşıyorlarmış, içlerinde Hatukoy da varmış.
Kaza bu ya, ordaki fark edilmeyen dar bir çukura Hatukoy düşmüş. İnsan boyunu az aşan çukurdan Hatukoyu çıkarmak lazım. Misafirler ver elini yukarı çekelim seni diyorlarmış.Hatukoy kollarını göğsünde bağlayıp sadece adamlara bakıp duruyormuş. Misafirler bir türlü Hatukoyu razı edemiyorlarmış. Adamlar ”Yav ver elini çekeceğiz seni”diyorlarmış nafile, Hatukoy kollarını gövdesine daha bir sıkarak sarmalıyormuş. O sırada karşı tarladaki köylülerinden biri çukurun önündeki kalabalığı fark etmiş ve yanlarına gitmiş. Misafirler hala Hatukoya ”Yav ver elini çekelim seni”diye yalvarıyormuş. Hatukoyda durum aynı. Köylüsü bir misafirlere bakmış birde Hatukoya ve konuya dalmış.Misafirlere yannış konuşuyorsunuz demiş ve kolunu çukura uzatarak. ”Al elimi Hatukoy”demiş ve Hatukoyun kolları gövdesinden çözülmüş ve köylüsünün ellerine yapışmış…

Neden Sağ Taraf

Nüktedar ve hazır cevap bir Kabardey yaşlısına sormuşlar,
“Bir Abaza genci ile bir Kabardey büyüğü birlikte yola çıktıklarında Kabardey büyüğü Abaza gencine sağını niye verir?”
Kabardey yaşlısı dudak bükmüş,
“Bunu bilemeyecek ne var: Abaza tezcanlıdır da ondan, Abaza asabidir de ondan, Abaza delidir de ondan…”

Sert Abaza

Adamın biri namaz kılarken sol yanında Abaza varmış.
Abazanın çok sert yapılı olduğunu biliyormuş.
İçinden Abazayamı selam versem yoksa Allah’amı selam versem diyormuş.
Ensonunda karar vermiş. Dönüp sol tarafındaki sert yapılı Abazanın tarafına selam vermiş. Allah nasıl olsa affeder ama Abaza ise affetmez demiş.

Mümkünse Elbay

Kabardeylerden biri askere gider.
Bölük komutanı herkese görevlerini verir. Kabardey en sondadır ve sıra ona gelir.
Komutan sorar: -seni ne yapıyım şimdi?
Kabardey cevaplar (kabardey şivesiyle) -mümkünse elbay mümkün değilse yarbay!!

Kabardey Camii

Göç yıllarında bir Kaberdey kafileside Tokat’a gelir.
Merkeze yakın bir mevkide köylerini kurarlar.
Artık yaşamları şekillenmeye başlamıştır.
Sosyal bir gereksinim ya, köye bir de cami yaparlar. Aradan bir kaç yıl geçer.
Zamanın dini kurumundan köye, jandarma eşliğinde ziyarete gelirler.
Bu arada caminin etrafında otlar büyümüş, kapısı hiç açılmayan cami ( mejgit ) harap olmuştur.
Bu hali gören jandarma komutanı
köyün gençlerini caminin önüne toplar ve gençleri bir daha hiç göremeyecekleri kadar döver..
Onları şentine oturmuş izleyen Thamade‘ye nasıl dede beğendinmi der..
Kaberdey dade ” Wellehi az bile yaptınız, ben bunlara soylediydim. Gelin yapmayın bu cami başınıza bir gün iş açar demiştim ” der

Kaybolan Abazalar

Bir grup abaza genci karanlık bir gecede düğüne gitmek için yola çıkmışlar.
Bir süre yol aldıktan sonra acaba kaybolur muyuz diye tedirgin olmuşlar ama yola devam etmişler.
Gide gide bir köye varmışlar.
Karşılarına gelen ilk binaya girmişler.
Girdikleri yer camiymiş.
Caminin içini ilk defa gören abazalardan biri: “aha şimdi kaybolduk!!” demiş…

8 Nisan 2013 Pazartesi

Abhaz’ı Kaçıran At

Abhazın biri göz koyduğu atı bir akşam vakti çalmış.
Şans bu ya sırtına atladığı gibi uzaklaşırken atın sahibi tarafından görülmüş..
Abazada at sahibini görmüş..
İşin kötüsü tanıdık birisiymiş..
Ayıbını kapatmak için bağırmaya başlamış
-Yetişin kurtarınnn, at beni kaçırıyor.. :)

Avşar ve Çerkes

Çerkesin biri hergün bir avşar köyuünden geçip kasabaya iner ve dönermiş.. Bu geliş gidiş sırasında avşar köylülerine hiç selam sabah etmeden atının üstünde dimdik gidermiş..
Çerkesin böyle kurula kurula geçip gitmesine köyün delikanlıları acayip sinirlenirmiş, günün birinde içlerinden biri demişki
-Valahi bu çerkesi gidip dövecem
-Ya bırak uğraşma adamla demiş köylüler,ama ne dediyseler avşara laf anlatamamışlar avşar koşarak Çerkes‘in peşinden gitmiş.. Bir kaç saat sonra geri gelmiş köylüler sormuş
-Ne oldu ne yaptınız çerkesle?
-Hiç adam akıllı dövdüm
-Sen çerkesi döverken sana karşılık vermedimi?
-Yok be aman ağam kulun kölen olayım vurma diye ağladı demiş
ertesi gün bir bakmışlar çerkes yine geliyor köylüler hemen adama seslenmişler
-Hani dövmüştün çerkesi bak yine geçiyor?
-Vay demek yediği dayak yetmemiş gidip biraz daha döveyim demiş ve yine koşmuş peşinden çerkesin…köye geri geldiğinde yine demiş bu sfer tamam hayatta geçemez bu köyden diye..
Her gün aynı şekilde tekrarlanıyormuş,nitekim çerkesin yaşadığı köydekiler bu olayı duymuş ve çerkes‘e demişlerki seni avşar köyünde dövüyorlarmış gidip basalım köyü, Çerkes‘de çok şaşırmış bana kimseyan gözle bile bakmıyor nereden çıktı bu demiş ve hemen atına atlayıp avşar köyüne gitmiş
köyün kahvesinin önünde durmuş atından inmiş elinde kamçısıyla köylünün karşısına dikilmiş
-Beni her gün içinizden biri dövüyormuş kim o demiş sert bir sesle
köylüler hemen palavracıyı göstermişler aha bu demişler
Çerkes
-Senmiysin beni döven
ses yok
Çerkes başlamış elindeki kamçıyla adama vurmaya vurmuş vurmuş adamın ağzını burnunu kan içinde bırakmış
-Eğer bir daha hakkımda konuşursan kafanı keserim senin demiş ve çekmiş gitmiş
köylü
ler bir süre sessiz kaldıktan sonra adama bakıp gülmeye başlamışlar ve demişlerki
-Ulan hani her gün dövüyordun bu adamı?
-Elini kaldıramadın
-Yuh lan sana
-Çerkes tam 52 defa kamçıyla çaktı suratına sesin çıkmadı be
adamda demişki;
-VULAN ELLİ ÜÇÜNCÜYÜ VURSAYDI, AHA BU ELİMDEKİ MAVZERLE ATEŞ EDİP, BELİMDEKİ BIÇAKLA KAFASINI KESECEKTİM BE..:)

Adige Yaşlısı

Bir Adige yaşlısına sormuşlar “Amca nereden gelip nereye gidiyorsun” diye. Amca; sırtım hangi yöne dönükse o yönden geliyorum, yüzüm hangi yöne dönükse o yöne gidiyorum demiş.. :)
Kaynak: Kuşxavune İsmail. (Ğaziz yi Kuaje) Nadir YAMAÇ.

Kabardey, Hatukoy ve Kiraz Ağacı

Bir kabardey bir hatukoy bir kiraz ağacının altında yatıyorlarmış.
İkisinin de canı kiraz çekmiş ama kim uğraşacak! kabardey demiş ki:
-Şimdi bir rüzgar çıksa ağacın dallarını sallasa kirazları yukardan ağzıma düşürse ne güzel olurdu!
hatukoy ağır ağır demiş ki:
-Yaw erinmeden bu kadar lafı nasıl ettin şimdi sen..:)

Kayseride Adige Kadını Fıkra :)

Kayseride, Adige kadının biri otobüse binmiş.
Tek boş yerin şöfor koltuğu olduğunu görünce oraya oturmuş.
Şöfor gelmiş, Nörüyon bacı hadi aşağıya, demiş.
Kadın cevap vermiş ;
Wo ey her gün biz ayakta gidiyoh bugün de sen git!’ demiş..:)))
Kaynak: Fadıl Sungur / çırgır

Abaza ve Gösterişli At

Abaza düğüne gidecekmiş, ancak gösterişli bir atı yokmuş, hava kararınca güzel bir at çalmış ve düğüne gitmiş, düğün evine varınca atı alıp ahıra bağlamışlar..
Düğün bitmiş atını almak için ahıra gidince gece çaldığı atı diğer atlar arasından tanıyamamış o atmı,bu atmı derken silahını çekip haykırmış
-Çabuk herkes atını çeksin, Atımı vuracağım!!
telaşla diğer at sahipleri atlarını ahırdan çekince bir tek kendi atı kalmış
silahını kınına koymuş atına binmiş ve demişki
-Neyse evde vurayımda kanından kimse rahatsız olmasın :)

Kabardey ve At

Kaberdey biri eve giderken arkadaşına rastladı
-Nerden sigoş
-Okuldan
-Bugün okulda ne öğrendiniz
-Valla atları öğrendik ama ben hiç bişe anlamadım
-Neden sigoş
-Atın yavrusuna tay,erkeğine aygır,dişisine kısrak denilirmiş
-Bunda anlaşılmayacak ne var
-Peki bu ata ne zaman at deniliyor…:)

5 Nisan 2013 Cuma

Övünmek Gibi Olmasın

Kafkas derneklerinin birinde toplanmıştır insanlar. Birbirlerini tanımaya çalışırlar.
-Ben Hatkoyum.
-Ben Çeçenim.
-Ben Şapsığım.
Birisi de Ubıh olduğunu söyler. Yanındaki arkadaşları şaşırır. Sorarlar:
-Siqoş sen Kabardeysin, ne diye Ubıhım dedin ki?
-Övünmek gibi olmasın diye.

Sinemyis ve Setenay

Yine 80′li yıllardan;
Birisi 3 yaşında diğeri 2 yaşında olan iki kız kardeş deniz kenarında oynamaktalar..
Onlar Sinemyis ve Setenay..
Yanlarından gelip geçenler soruyorlar “isminiz ne” Sinemyis,Setenay diye cevap veriyor minikler..
Ama içlerinden bir tanesi anlıyamıyor isimleri ve üsteleyip tekrar tekrar soruyor..
En sonunda Sinemyis cevap veriyor “benim adım Ayşe kardeşimin adı da Fatma”:)
Kaynak: ÇIRGIR / Fatoş-janset Aslan

Kabardey ve Abzeh

Zamanın birinde bir abzehe bir kabardey misafir olmuş.
Abzeh uzun yoldan gelen kabardeye ne hal hatır sormuş ne yemek yedirmiş ne de birşey içirmiş..
Gece de aç susuz uyuması için soğuk has’es e yatırmış.
Ertesi gün de tutmuş kabardey i cenazeye götürmüş.
Cenaze evinde de ölüye ağıt yakıyormuş kadının biri:
‘Sen oralarda ne yer ne içersin;?
O soğuk yerlerde nasıl yatarsın?’ diye ..
Kabardey de dayanamamış abzehe:
‘ Sigoş ölüyü sizin eve mi götürecekler yoksa?’ demiş. :) :)
Kaynak: ÇIRGIR / ДУМЭН Gupse Duman

Bu Adamın ne Acelesi var :)

55 yaşına gelen ve abisi evlenmediği için adet yapıp bekar kalan Adige, 58 yaşındaki abisine köylüsüyle haber yollar. “Abim izin verirse evlenmek istiyorum.” der.
Abisinin cevabı şöyle olur: “Bu adamın ne acelesi var yawhu.?”
Kayank: ÇIRGIR / Serap Canbek

Nalburiyeci Çerkes

Pınarbaşı’da Cuma günleri köylüler kazaya gelirler.
Hem Cuma namazını kılarlar hem de evin alışverişini yaparlar.
Nalburiyeci Çerkes, müşterilerini şahsen tanıyor, ama isimlerini bilmiyormuş.
Veresiye defterine şöyle yazıyormuş: Kazma kürek: Avşar ..:)

Er Değil Elbay :)

Kabardey köyünde cenaze namazı kıldıran imam:
- “Döndüm kıbleye, uydum Allah rızası için er kişi niyetine cenaze namazını kılmak için …. dediği anda,
ölenin akrabası kabardey, sitemkar bir ses tonuyla,
- “Er değildi wollihi elbaydı elbay…! diye seslenmiş

Abaza ve Günlük Defteri

Bir Abaza günlük defterine notlar yazıyormuş:
“Artık at çalmıyorum,
Gece hayatım yok,
İçkim yok,
Kumarım yok.
Ailemi kızdıracak en küçük bir kötü huyum da kalmadı.”
Artık ben çok iyi biriyim diye yazmış
Ve en sonuna not olarak ta
Ama hapisten çıkınca normal hayatıma döneceğim..
Yazmış …:)

Karpuz Düşmüş

Hatkoy elini beline koymuş dalgın dalgın yürüyormuş. Arkadaşı kaberdeyin dikkatini çekmiş. Belediye otobüsüne binmiş eli hala belinde, inmiş yarım saat yürümüş eli hala belinde.
Kabardey dayanamayip önüne geçmiş:
- Sikoş senin neyin var?
- Wolihi bişeyim Yok.
-Hasta mısın yoksa sikoş?
- Yoo.
- Yahu Seni iki saattir izliyorum, elin belinde yürüyorsun’da. Hatkoy bakmış:
- Vay anasına sikoş, wolihi karpuz düşmüş yav demiş.:)
Kaynak: ÇIRGIR / Fadıl Sungur

Kabardey Cehennemde

Hayatı boyunca üşümekten şikayet eden Kabardey ölür, cehenneme atılmıştır, ama hiç şikayetçi değildir. Zebaniler şaşkındır, arada bir kapısını açıp bakarlar.
Kabardey bağırır:
- Örtün kapıyı sıqoş, içeri soğuk giriyo, anca ısınmışım zaten…;)

Kabardey Otobüste

Uzunyaylanın uzunyayla olduğu dönemde Kaberdey köyün birine bir otobüs girmiş…
Köyün gençleri de köy meydanında sohbet edip bekleşiyorlar…
Otobüsün kapısı açılmış kravatlı biri inmiş…
Gençlerden biri,aha bir öğretmen demiş.
Peşinden bir kravatlı daha inmiş, aha bir öğretmen daha demiş.
Bakmış inenlerin hepsi kravatlı
(ulan mır sıtemıne öğretmen) ulan bu ne kadar öğretmen demiş…;)

Sigaraya Başlayan Kabardey

75 yaşlarında bir Kaberdey doktora gider, 3 ay önce muayene ettiği hastayı görünce Abaza sevinir ve sorar. “Dede nasılsın ciğerlerin nasıl”.?
“Pekiyi değil oğlum” der yaşlı dede.
Bunun üzerine doktor dedeyi muayene eder ve sorar:
“Dede ben sana 3 paketten fazla sigara içme demedim`mi? Bunun üzerine dede der ki:
“Dediğin gibi üç paketten fazla içmiyorum fakat bu yaştan sonra sigaraya başlamakta zor oldu yani” :)

Abaza ve Ramazan

Abazaya sormuşlar:
- Ramazanı nasıl geçirdiniz.?
- 30 kişi toplandık, bir günde çıkardık…;)

Uçuruma Düşen Abaza

Abazanın kafası kıyak uçurumun kenarında dolaşırken ayağı kayıp düşmüş, neyseki çalı varmış ve ona tutunmuş sonra bağırmaya başlamış
-kisme yokmu?
-kisme yokmu?
Oradan geçmekte olan Kabardey imam duymuş ve saşa seni bir şartla kurtarırım demiş.
Namaz kılacan, Oruç tutucan, Hacca gidicen, Zekat verecen………..
Abaza bağırmaya başlar.
Yahu başka kimse yokmu? Başka kimse yokmu:?:)))

Çerkes’çe Bilen Domuz

Yıllar önce Ağlarca da bir grup domuz avına çıkmış. Avcılar bilirler öneze denilen bir avlanma tekniği vardır. Avcılar iki üç gruba ayrılır ve farklı yerlere konuçlanırlar. Bizimkilerde öyle yapmışlar. Başlamışlar beklemeye ve beklenen olmuş bir domuz sürüsü onlara doğru yaklaşıyormuş ancak 1.ci gruptakiler ateş edemeden domuzlar aşağıya 2.ci gruba yönelmiş. Birinci gruptaki avcılardan biri ikinci gruba seslenmiş.
Tabii ki Çerkesce:
-Domuzlar size doğru geliyor.
Tesadüf bu yana domuzlar geri dönmüşler. Bizim avcı yerinden doğrulmuş sinirle
-Yahu bu domuzlar Çerkesce de biliyor…

Ağlarca Köyünden Bir Olay

Ağlarca’ya Erten yolundan girişte sağ taraftaki Hasan Amcanın evinden sonra, sağda kanşaw Aziz Okay’ın,onun tam karşısında da, yolun sol tarafında şewoş Battal Topak’ın evi vardır.
Battal amcanın hanımı (netağhe)Nazike Teyze ile (abzâğh) Kure Teyze hemen hemen her gün karşılaşırlar birkaç çift söz ederlerdi.
O ara Nazike Teyze’nin oğlu Fevzi(Çakmak) askere gider 2 yılı tamamlar gelir.
Bundan sonra ki günlerin birinde Kure Teyze, Nazike Teyze’ye sorar.
—Senin oğlan birkaç gündür gözükmüyordu nerelerdeydi.
Nazike Teyze şaşırır, kızar, ne diyeceğini bilemez, sonra da:
—Mezim şomiç yiğestine şiâğ (Dağda kömür yakmaya kalıyordu) der ve hırsla uzaklaşır.
alıntı: aglarca2007.tr.gg

Ayı Öldüren

Eskiden köylerimizde, avluları ve harman yerlerinisüpürmek için. ŞENİ denen bir çeşit çalıdan yapılan süpürgeler vardı. Köyün kadınları ve kızları belirlenen bir gün toplanırlar, dağları iyi bilen birinin önderliğinde bu süpürgeliklerden toplamaya giderlerdi. Yine bir gün toplanıp gittiklerinde, biraz geç kalırlar, o ara Habibat adında bir kız gruptan ayrılır ve kaybolur. Diğerleri de bunun farkına varmadan dönerler.
Hava kararınca, kendisini aramaya çıkanlar gelesiye kadar bir armut ağacına çıkar. Bir müddet sonra canı armut yemek isteyen bir ayıda ağaca çıkar.
Ayı armutları kopararak ay ışığına tutup olgunluklarını kontrol ede ede yemeye başlar.
Bir ara ayının ay ışığına tuttuğu armudu kendisine uzatıldığını sanan kız:
-istemiyoruuuuuuum……diye bağırır.
Bu ani sesi duyan ayı şaşırır ve ağaçtan düşerek ölür.
Ağlarca Köyü Sitesinden Alıntıdır..

İki Tarafta Haklı

İkinci dünya harbi sıralarında ekonomi bozuk vergiler ağırdı. Bu nedenle köye gelen tahsildarlarla köylüler arasında sık sık tartışmalar yaşanırdı. İşte böyle bir tartışmanın sonucu kavgaya dönüşür.
O zaman muhtar olan Nağ da olay mahallindedir. Ne yapacağını şaşırır. Köylüden yana mı? Olacaktı, yoksa memurdan yana mı?
Pratik zekâsı hemen bir çare bulur. Kavga edenlerin arasına girerek
Türkçe:
—Yapmayın, etmeyin arkadaşlar derken:
Çerkesce:
—Şov yani yeğeçez, der.”Vurun anasını satayım.”
Olay mahkemeye intikal eder.
Memur:-Muhtarın vurmayın demesine rağmen vurdular.
Köylüler:-Muhtar vur dedi vurduk. Diye ifade verirler.
Hâkim muhtara dönerek:
—Ne diyorsun bu işe, hangi taraf doğruyu söylüyor? Diye sorar.
Muhtar kara kara düşünür, doğruyu söyleyeceğine yeminde etmiştir.
Sonra:
—Vallahi hâkim beyim bence iki tarafta doğruyu söylüyor. Der..
alıntı: aglarca2007.tr.gg

Mezenej Gemlik

Zamanında tarımda makineleşmenin bu kadar gelişmediği yıllarda, köyün iyi tırpancıları, Bandırma, Gemlik taraflarına ot biçmeye giderlerdi.
Ramazan Amca da o yıl tırpancılarla birlikte Gemlik’e gider.
Biraz uzun süre kalmış olacak ki, hanımı mektup yazar. Kazaya inen muhtara da mektubu atması için verir.
Muhtar:-İyi ama nise bunun adresi yok, ne yazacağız? Diye sorar. Ramazan amcanın hanımı hiç düşünmeden:
—Aşu onu bilmeyecek ne var, Mezenej Gemlik yazdın mı gider, der.
alıntı: aglarca2007.tr.gg

Annem Göndermiyor

Köyde radıkolardan Enver diye biri vardı. Annesi onu çok nazlı yetiştirmiş,
Dizinin dibinden ayırmamıştı. Köy den de hiç çıkmamıştı. Günün birinde askerlik celbi gelir. Annesi ona* git komutana söyle annem beni göndermiyor* de demiş.
Enver de buna inanmış, ertesi gün doğru kazaya inmiş. Sora sora şubeyi bulmuş ve aynen annesinin dediği gibi.
— Ben gitmek istiyorum ama annem göndermiyor demiş.

Çerkes Muzkası

Hatice teyze uzun zamandır hastadır. Doktor, ilaç çare etmemiştir. En son birde hocaya baktırıp Muska yazdırmak isterler. Akrabalardan iki delikanlıyı, komşu bir Çerkes köyünde ki hocaya muska yazdırmaya gönderirler.
Şaban ve Muzaffer isimli bu iki kafadar ikindiye doğru yola çıkarlar. Akşama da gidecekleri köye varırlar. Köye girdiklerinde kulaklarına mızıka ve tahta sesi gelir. Doğru o tarafa yönelirler ve kendilerini düğünün içinde bulurlar. Oyunmuş kâşenmiş derken kendilerini düğüne kaptırır hocayı unuturlar.
Sabaha kadar devam eden düğün dağılınca hemen hocanın evine koşarlar ama hoca bir iş için sabah postası ile şehre gitmiştir.
Bizim kafadarlar çaresiz köyün yolunu tutarlar. İçlerinde de korku vardır. Tam mısğayıj psine ye geldiklerinde akıllarına bir şey gelir. Çeşmenin başına otururlar ve güzel bir muska hazırlarlar. İçine de o gece düğünde yaptıkları dejuvleri yazarlar.
Köye geldiklerinde de emaneti teyzeye verir kullanımını da bir güzel anlatırlar. Teyzemiz reçeteyi kullanmaya, dejuyleri suya atıp içmeye başlayınca hemen iyi olur ve ayağa kalkar. Hiç olmadığı kadar sağlıklıdır artık.
Günler geçmeye başlar, herkes hocanın ne kadar güçlü olduğunu kulaktan kulağa anlatmaya başlamıştır.
Ta ki teyzemizin beyi Cemil çavuş merakından muskayı açıp içinde kileri göresiye kadar.
İş meydana çıkınca teyzemiz hemen geri hastalanır yatar.

Kafaya Duman

Rahmetli Hoca sigara içenlere çok kızardı.
—Ulen hemşerim bunu içeceğine, çık dam başına bacaya ağzını daya oda duman buda duman derdi.
Bir gün yine Seydi’nin samanlığın arkasında oturanlardan sigara içenlere aynı şeyi der ve yanlarından geçerek namaza gider.
Dönüşte aynı yerde oturan adamların yanına oturur ve muhabbete katılır. Konuşmanın tam hararetlendiği yerde, yanındakine dönerek:
—İnsana iman, kafaya duman ver bakalım bir cigara der..
Ağlarca Köyü Web Sitesinden Alıntıdır..

Yular

Zamanın halifesi Kafkas halkları arasında İslamiyet’i yaymak için en güvendiği komutanını, emrine en iyi askerlerden oluşan güçlü bir ordu vererek Kafkasya’ya yollamış.
Ordu uzun ve yorucu yolculuktan sonra bitkin bir şekilde Kafkasya’nın Adige bölgesine ulaşmış. Adigeler bu gelenlerin kim olduklarını ve ne istediklerini öğrenmek için elçilerini göndermişler.
İslam ordusunun komutanı onlardan İslamiyet’i kabul etmelerini istemiş, aksi taktirde savaşarak kabul ettireceklerini anlatmış.
Adige themateleri bu tehtide çok kızmışlar ama genede xabzelerini uygulamaya karar vererek elçileri tekrar komutana göndermişler.
El çiler komutanın karşısına geldiklerinde:
– Tamam sizinle savaşacağız ama siz yoldan geldiniz yorgunsunuz.yorgunluğunuz geçesiye kadar misafirimizsiniz demişler.
Sonraki birkaç gün onları kafkas misafirperverliğine uygun biçimde ağırlamışlar.
Sonunda da karşılarına dikilip:
– Tamam şimdi savaşabiliriz demişler.
Komutan kendi kendine : “Bizim İslamiyet’le kazandıracağımız herşey, hatta daha fazlası bile var bunlarda ” diye düşünerek ordusunu toparlayarak savaşmadan geri dönmüş.
Memleketlerine döndüğünde de halifeye her şeyi bir bir anlatmış.
Halife ordunun durumunda bir gariplik sezdiğinden komutana sormuş;
– Bir aksilik yok değilmi? Diye.
Komutan biraz sıkılarak,
–Yok demiş.
Sonrada eklemiş;
– Yalnız biraz *yularımız kayboldu.
Halife bu cevapla tatmin olmamış komutanı
iyice sıkıştırmış.
Komutanda artık dayanamamıış başı öne eğik vaziyette;
– Şey, yularların içinde de atlarımız vardı demiş.

Gufabe

Büyük göçten önceki yıllarda, Kafkasya’da bir köyde, GUFABE isimli bir kız vardı. Aklı, becerikliliği, güzelliği, yemek yapma ve misafir ağırlamadaki hüneri tüm Adıge köylerine yayılmıştı.
Gufabe’nin namını dağ köylerinde yaşayan şapsığ beyi Ale’de duyar.
Bu kızı gidip görmeye, sınamaya karar verir. Atını eğerletir yola çıkar.
Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra Gufabe’nin köyüne ulaşır. Gufabe gile misafir olur. Hemen atı pşerahlerce alınır kendiside haçeşe konuk edilerek istirahati sağlanır. Bir müttet sonra Gufabe elinde yemek tepsisiyle gelir. Yanındada sofra altlığını, ekmeği, suyu taşıyan kızlar vardır. Gufabe sofrayı kurar, misafirine hoş geldin verir, halini hatırını sorar sonrada sofraya buyur ederek; misafirinin bir isteği olursa, karşılamak üzere kapının yanında beklemeye başlar.
Sofradaki dumanı tüten kaynar çorbayı gören ALE’nin aklına bir hinlik gelir. Hemen sıcak çorbadan bir kaşık alır, ağzı yanmış ama bunu ev sahibesine hissettirmeyen biri pozisyonuna girer. Sanki çorbanın kaynar olmasından ev sahibesini suçlar gibi bir durum yaratır.
Durumu hemen kavrayan Gufabe, hiç bırşey anlamamış gibi osırada kapının önüne gelen tavuğu eliyle kovalayarak:
—Şıv ket, them stirim yiçiu zereğevçie yöreğevçiibe. Der. “kiş tavuk Allah seni çorbanın üstünün soğuduğu gibi soğutsun.”

Adige Olmak

Uzun süren Rusya-Kafkasya savaşları sırasında Ruslar ele geçirdikleri Kafkas – Adige köylerine kazak göçmenleri yerleştirmişlerdi.
İşte bu kazak köylerinden birinde yaşayan iki kazak delikanlısı gördükleri Adigelere çok imrenirler ve Adige olmaya karar verirler.
Yalnız bunun için ne yapacaklarını bilmemektedirler. Bu nedenle herkese nasıl Adige olacaklarını sorup gezerler. Delikanlıların bu hevesine çok kızan bir kazak bilge kişi bunlara bir ders vermek için (Adige olmak istiyorsanız Karanlık dağda ki kayalığa çıkıp üç kere ben adigeyim diye bağıracaksınız demiş.)
Aldıkları bilgiye çok sevinen iki kafadar hemen hazırlıklarını yaparak yola çıkmışlar, uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra kayalığa gelmişler ve başlamışlar uğraşmaya sonunda birisi diğer arkadaşının omuzuna basarak tırmanmayı becermiş. Tırmanır tırmanmazda ellerini açarak üç kere ben adigeyim diye bağırmış. O sırada aşağıda sabırsızlanan arkadaşı:
– Hadi tut kolumdan da benide çek yukarı demiş.
Yukarıdaki kazak aşağıda ki arkadaşını küçümseyerek süzmüş sonrada elin şöyle bir sallayarak:
–Hadi oradan sen de pis kazak demiş.

Kayserideki Kabardey ve Hatkoy

Bir gün hatkoy kayseriyi cok merak edip kayseriye gider. Kayseriye varinca yuksek bir bina hatkoyun dikkatini ceker ve bakmaya baslar. O sirada uyanik bir kabardey yanina gelir ve sorar, Nereye bakiyorsun sen? Hatkoy cevap verir şu binaya bakıyorum. Kabardey de derki o bina benim, kacinci kata baktiysan o kadar para vereceksin bana der. Hatkoy da düsünür sonra 5. kata baktim der ve 5 milyon verir. Kabardey parayi alıp hemen kaçar.
Hatkoyda kendi kendine; bide bu kabardeylere uyanık derler 13. kata baktim 5. kat parasi verdim enayiye :)
Kaynak: ÇIRGIR / Leya Işık

Rus asker ve Berber

Rus’un biri, saçını kestiriyormuş. Berber sormuş:
-Askerlik yaptınız mı?
-Yaptım.
-Nerede yaptınız?
-Çeçenistan‘da.
-Çeçenistan‘da mı?
-Evet, Çeçenistan‘da.
Aradan birkaç dakika geçmiş, berber tekrar sormuş:
-Askerliği nerede yapmıştınız?
-Çeçenistan‘da.
-Nerede, nerede?
-Çeçenistan dedim ya!
Birkaç dakika sonra berber yine sormuş:
-Demek askerliği Çeçenistan‘da yaptınız ha?
-Evet, evet, evet! Çeçenistan‘da yaptım!
Berber birkaç dakika sonra aynı konuyu bir daha açmaya kalkışınca, Rus müşteri isyan etmiş:
-Yahu kardeşim, askerliğimi Çeçenistan‘da yaptığımı elli kere söyledim. Niye tekrar tekrar soruyorsun?
Berber cevap vermiş:
-Çeçenistan deyince; saçların diken diken oluyor, ben de daha rahat kesiyorum!..
Kaynak: ÇIRGIR / Leya Işık

Kabardey Nane

Kaberdey nane uzunyaylanın soğuk bir kış günü komuşuya gitmiş…dışarısı çok soğuk olduğu için, iyice üşümüş olan nane gürül gürül yanan sobaya sokulmuş;
-Alehım mı dunayemi,adre dunayemi mı nefetekum dışhişhimğaşhe
(Allah bu dünyada da öbür dünyadada şu ateşin yokluğunu aratmasın)
demiş….;)
Kaynak: ÇIRGIR / Cesur Dirnak

Annenin Oğluna Öğüdü

Annesi oğluna öğüt verir:
- Oğlum evleneceğin kız Abzeh olsun, Hatugoy olsun, Şapsığ olsun, hiç olmadı Abaza olsun,çooook zor durumda kalırsan da Kabardey olsun :)

Abhaz ve Yarğıç

Yargıç, Abhaza sorar:
-Söyle bakalım o şapsığın atını nasıl çaldın?
Abhaz,biraz düşündükten sonra soruyu şöyle yanıtlar:
-”Efendim, biz buraya yargılanmaya mı,
yoksa meslek sırrı vermeye mi geldik. :) ))

Kabardey Köyüne Abaza İmam

Kabardey köyüne atanan Abaza imamın camide içki içtiğini öğrenen Kabardeyler camiye kosmuslar. Bir de bakmışlar ki durum doğru. Hoca içki içiyor.
Hepsi bir ağızdan “Allah belanı versin” deyıp hocaya tükürmeye başlamış.
Abaza da dönmüş: “Hele şu kadehi bi bitireyim de sonra soracağım size camiye tükürmeyi…”
Kaynak: ÇIRGIR / Serap Canbek

İki Fakir Adige

İki fakir Adıge konuşurken biri öbürüne sorar :
- Sıgoş mesela, senin iki araban olsa birini bana verir misin?..
- Tabii veririm.
- Ya iki evin olsa, birini bana verir misin ?
- Tabii ki.
- İki atın olsa birini bana verir misin ?
- Hayır, veremem.
- Peki niye veremezsin ?
- Var da onun için. :)
Alıntı: Circassian Street

Hatkoy ve Eczacı

Hatkoy eczaneye girmiş. Alacağı ilacın ismini unutmuş.
Eczacıya dönmüş:
-Bu gün ilaçlardan neler var?
Kaynak: ÇIRGIR / Leya Işık

Abzek ve Çoban

Abzek’in biri Kabardey köyüne misafir olur çıkar dağa dolaşmaya bakar ki bir çoban koyunları otlatıyor.
Çobanın yanına gider ve derki hey çoban ben bir bakışta süründe kaç koyunun olduğunu bilirsem bana seçme bir koyun verirmisin der çoban kabul eder ve abzek bakar ve derki 600 koyunun var. Çoban şaşırır seç al birini der abzek yarım saat sürünün içinde dolaştıktan sonra birini kucaklar ve yola koyulur. Bu sırada çoban bağırır hey bilader bende senin hangi kavimden olduğunu bilirsem aldığını geri bırakırmısın de ve abzek kabul eder çoban derki sen abzeksin adam şaşırır ve sorar nerden diye çoban derki hemşerim 600 koyunun içinden gittin çoban köpeğini aldın bunu abzeklerden başkası yapmaz der. :)

Kabardey ve Melek

Kaberdeyin biri ölüp cennetin kapısına dayandığında, baş melek durdurur onu. İçeri almadan önce sorularıma cevap vermelisin. Hayatın boyunca tam anlamıyla iyi bir iş yaptın mı, bakalım? Kaberdeycağız uzun uzun düşünür, hafızasını zorlar, ama ne yazık ki yaptığı iyi bir şeyi hatırlayamaz. Melek tekrar sorar; Peki, bari söyle, hiç cesaret gerektiren bir sey yaptın mı hayatında? Kaberdey hemen atılır gururla; Yaptım, tabii! Melek; Anlat bakalım, neymiş bu cesur iş? Kaberdey anlatmaya başlar. Ben futbol hakemiydim. Cecen-Jamboteyde, bir Çeçen-Abhaz maçını yönetiyordum. Maçın son dakikasında Çeçenler aleyhine penaltı çaldım. Melek; Vay canına, gerçekten cesurmuşsun sen. Hadi geç bakalım! Cennetin kapıları açılır. Bizim Kaberdey tam geçecekken, melek merak eder: Ne zaman olmuştu bu maç? Kaberdey saatine bakar; Aşağı yukarı üç dakika oluyor biteli!.. ” :)

Kabardey ve Abzeh Asansörde

Bir gün Kabardey ve Abzeh bir asansöre binmişler
Kaberdey tam düğmeye basacakken Abzeh demişki: dur dur napıyon sen şöförü gelmeden elleme sen :)

Kabardey Cehennemde

Kabardeyi cehenneme götürmüşler bakmış ki herkesin kafasına vurup uçurumdan aşağı atıyorlar..
Bunu gören Kabardey demiş ki:
Wellehi böyle yapıyosunuz sonra burya kimse gelmek istemiyor yewww :)

Yaşlı Abhaz

Bir Abhaz köyünde herşeye üzülen yaşlı bir Abhaz vamrış.
Armut bahçesi olan dedenin bahçesinde bol ürünlü bir sene olmuş.
Diğer arkadaşı bu sene armudun bol ah siguse demiş.. Yaşlı Abhaz dede’de armut bolda eşşeklerime yedireceğim çürüklerde olsaydı demiş :)

2 Abaza Uçakta

İki abaza uçağa binmiş. Uçak havalandıktan sonra uçağın motorlarından biri bozulmuş.
Pilot anons etmiş: – “Uçağımızın bir motoru bozulmuştur. Telaşa gerek yoktur”.
Aradan çok geçmeden ikinci motor da bozulmuş.
Pilot anons etmiş: – “Uçağın ikinci motoru da bozuldu..”.
Abazanının biri diğerine dönmüş: – ” Desene geceyi burda geçireceğiz. ” :)

Abaza ile Çeçen

Abaza ile Çeçen iki katlı otobüsle seyahat ediyordu.
Üst kattaki Çeçen bir ara cep telefonunu çıkardı ve alt kattaki Abazayı aradı:
Çeçen: Kardeş orada durum nasıl?
Abaza: Hüç bizim şoför uyumuş, otobüs öylece gidiyor..
Çeçen: Oda birşey mi? Bizim katta hiç şoför yok. Otobüs şoförsüz gidiyor.. :)

Uzunyayla Fıkrası

İmam cemaate: “Safları sıklaştıralım” demiş..
Kabardey: “Wolehi hoca burası Uzunyayla burda safların ne işi var” demiş. :)

Kabardey ve Çeçen

Kaberdey hava limanında çalışmaktadır,Aşırı sinirli Cecen havalimanına gelir bilinmeyen bir sebepten dolayı Kaberteye hak etmediği bir şekilde hakaret eder…Bilet kontrolu için bekleyen bir yolcu Kaberdeye dönerek
-Sizi tebrik ederim çok sabırlısınız,bunca hakarete rağmen ona yapabileceğiniz bir şey olmalıydı….
Kabertey bıyık altından gülerek…
-Olmaz olurmu …
Kendisi Kahramanmaraşa gidecekti.ben valizlerini Kayseri ucağına koydum…

Kaberdeylerin Wunafesi

Ramazanın daha ilk günü kaberdeyler akşam ezanı öncesinde büyük bir tartışma içine düşmüşler..
Hararetle ezan okunmaya başladığı gibi mi orucu açalım yoksa ezan bittikten sonra mı oruç açalım diye tartışmaya başlamışlar.. Wunafe o kadar geç sürmüş ki sahur vaktinde anlaşma sağlanmış.. Ezan bitinminde oruç açalım diye.. Bismillah deyip oruçlarını açacakken saat epeyi ilerlediği için, bu sefer de imsak vakti – sabah ezanı tartışma konusu olmuş.. Başlamışlar aç aç wunafe yapmaya, sabah ezanı tam okunduğunda mı keselim yemeyi-içmeyi yoksa ezan okuma bittikten sonra mı diye.. Derken sabah ezanı da okunuvermiş.. Bizim kabardeyler hala, aç perişan ve oruç açamamış halde.. :) )

Düğüne Gidecek Abzeh

Abzeh’in biri ölmüş..
Bütün arkadaşları toplanmış, ölünün başucunda beklerken içlerinden birisi şöyle bir iç geçirmiş:
-Ahhh Ahmet ölmeseydi ne iyi olurdu.
Diğerleri de buna katılmışlar..
-Hepimiz ölümüne çok üzüldük..
İçlerinden bir diğeri:
-Ne olurdu sağ olsaydı, hafta sonunda komşu köydeki düğüne birlikte giderdik..
Düğün sözünü duyan ölü kefene sarılı başını kaldırmış..
Siz yine de giderken beni çağırmayı unutmayın.. :) :)

Kabardey ve Şapsığ Camide

Kabardey camiye girmiş yalvarıyo
YaRabbi kolumu kuvvet ver,
YaRabbi omzuma kuvver ver,
YaRabbi ayağıma kuvvet ver
Şapsığ’da gitmiş yanına başka işi yok yapar yenisini senle mi uğraşacak.. :)

Arabasını Satan Hatkoy

Hatkoyun biri arabasını bir türlü satamıyormuş.. Uğraşmış uğraşmış satamamış..
En son birisi demiş ki  git tamirciye kilometresini düşür daha kolay satarsın..
Hatkoy gitmiş tamirciye, düşürmüş kilometresini..
Bir hafta sonra kahvede demişler arabayı niye satmadın..
Niye satayım demiş daha 5 bin kilometrede.. :)

Hatkoy At Çalmış

Hatkoyun birisi mezarlığın yanında bağlı duran atın birisini çalmış..
Bunu gören sahibi Hatkoy’u mahkemeye vermiş..
Hakim sormuş atı niye çaldın..
Hatkoy: Zannettim ki sahibi ölmüş..